top of page
  • Yazarın fotoğrafıÖmer Nalbant

Se7en

Merhaba arkadaşlar bugün size en sevdiğim yönetmenlerden birisi olan ve ileride incelemelerimde ismini çok fazla duyacağınız, birbirinden güzel filmlere sahip David Fincher’in, başrollerinde Brad Pitt, Morgan Freeman ve Kevin Spacey gibi adını çoğu kişinin bildiği aktörlerin oynadığı “SE7EN” filmini anlatacağım.


Bazı filmler vardır; sizi düşünmeye sevk eder, hayatı sorgulatır, felsefi yapısıyla kafanızı allak bullak eder. David Fincher’in çoğu filminde olan bu yapı 1995 yılında yayımlanan “SE7EN” filminde de izleyiciye yansıtılıyor. Karanlık bir yapıya sahip ve hayatın gerçekleriyle yüzleştiren, IMDB puanı da bir hayli yüksek olan bu filmi inceleyelim.


Konusu ve Yorumlarım


Film, Hristiyan inancına göre yedi büyük günahı konu alıyor. Birbirini ardına cinayetler işleyen ve kurbanlarını yedi büyük günah sırasına göre seçen seri katili yakalamaya çalışan iki dedektifin araştırmalarını izliyoruz. Birbirlerine de yabancı olan bu iki dedektifin ortak amaç uğrunda birleşmeleri ve birbirleriyle tanışmaya, geçmişlerini öğrenmeye çalışmaları bizi karakterlere çok daha fazla bağlıyor. İşin içine de böyle tehlikeli görevlerde aile de girince dram kısmı da gün yüzüne çıkıyor ve film gizem, gerilim ve dram alanlarında bir başyapıt haline dönüşüyor.


Yedi büyük günah diyoruz nedir bunlar: kibir, açgözlülük, şehvet, öfke, kıskançlık, tembellik ve oburluk. Hepimize tanıdık gelen kötü alışkanlıklar değil mi?

Filmde de seri katilin gözünden olayları izlersek ve kendi de öyle iddia ediyor ki bu günahlar bu dünyada cezalandırılmalı. Yani kendini tanrının gönderdiği bir cellat olarak görüyor ve psikolojik kısmı da bizi baya bir düşündürüyor.


Filmin aksiyonu bazı kişilere düşük gelebilir, izlerken sıkılabilirsiniz fakat öyle bir sahne var ki dedektifler ile seri katilin kovalamaca sahnesi; çekim açıları mı dersiniz, kim kimi kovalıyor anlayamadığımız bir olay mı dersiniz, beni çok etkileyen bir sahneydi.


Bu kadar söylemin arasında tabii ki de final sahnesini konuşmasak olmaz, filmin bu kadar popüler olması da büyük ihtimal final sahnesinin iç yakıcı bir şekilde gerçekleşmesidir. O kadar alışmışız filmlerde mutlu son beklemeye çünkü insan hep o yönde kendini hazırlıyor, fakat “SE7EN” da psikolojinizin alt üst olacağı bir final sizi bekliyor. Aslında ben böyle bir final bekliyordum fakat bu kadar ağır olması tahmin etsem bile çok etkiledi ve diyecek söz bulamadım.


Filmin Olumlu Yönleri


- Filmde kullanılan açılar, çekim teknikleri bizi çok daha geren bir yapıya sahip ve çok başarılı bir şekilde kullanılmış.


- Film çok karanlık bir yapıya sahip ve bu yapı için kullanılan müzikleri çok başarılı buldum.


- Dedektif ve seri katil konuşması sizi çok düşündüren felsefi bir konuşma olmuş, filmin genelinde de böyle diyalogları çok fazla bulacaksınız ki benim çok sevdiğim bir nokta.


- Final sahnesi sizi çok etkiliyor ve empati yaparak, "Benim başıma böyle bir şey gelseydi ne olurdu?" diye düşünüyorsunuz.


Filmin Olumsuz Yönleri


-Konusunu anlatırken de dediğim gibi filmin çok karanlık bir yapısı var ve bu karanlık yapıda diyaloglar da çok boğucu olabiliyor. Yavaş ilerleyen bu yapıda izlerken sıkılabilirsiniz.

72 görüntüleme0 yorum

İlgili Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page