top of page
  • Yazarın fotoğrafıMelih Taşcı

Metro Kitap Serisi

Putin muhalifi gazeteci Dmitry Gluhovski'nin yazmış olduğu ilk roman olan Metro 2033 ve devam kitapları hakkında dürüst görüşlerimi sizlerle paylaştığım yazıma hoş geldiniz.


Dmitry Glukhovsky bir "интеллигенция" (intelligentsiya) ailesinde Moskova'da doğmuş ve büyümüştür. Ailesinin kültür seviyesi ve yurt dışında okuması kendisinin de sonradan belirteceği gibi onun gelişimine büyük katkıda bulunmuştur. Arbat bölgesinde bir okuldan mezun olup bir yazar olmaya karar vermesinin ardından bu amaçta çalışmaya başlamıştır. Metro 2033 ile ilgili fikirler aklına ilk 15 yaşlarındayken gelen yazar, 17 yaşında Rusya'dan ayrılıp eğitimi için İsrail'e gitmiştir ve orada dört yıl boyunca Kudüs İbrani Üniversitesi'nde eğitim görmüştür. İsrail'de akranlarının sahip olduğu İbranice bilgisine hızlıca vakıf olup nerdeyse ana dili gibi konuşabilecek hale gelen Glukhovsky bu durum hakkında düşüncelerini, "Orada yaşadıktan sonra İsrail'in bir hayranı oldum, bir Yahudi'ye dönüştüğümden değil, ama kesinlikle bir İsrailli gibi hissetmeye başladığımdan" diyerek açıklamıştır.


Beklentiler


Öncelikle klasikleşmiş New York Times çok satan distopyası beklemeyin bu kitaptan. Yazar her ne kadar sığ görüşlü olsa da gazeteci kimliği ve Kudüs gibi bir şehirde okumanın getirileriyle siyaset sosuyla lezzetlendirilmiş bir kitap yazmış. Olaylar nükleer savaş sonrası Moskova metrosuna sığınabilen bir grup şanslı (ya da şanssız) insanın oluşturduğu bu yeni düzende kendine bir yer arayan Artyom'un üstünde şekilleniyor.


Yeryüzünde yüksek derecede radyasyon mevcut ve sadece seçilmiş eğitimli kişiler (ştalkerlar) yeryüzüne çıkabilmekte. Bu ştalker'lar da öyle istedikleri gibi gezemiyorlar. Radyasyon ve çeşitli fantastik yaratıklar yeryüzünde terör estiriyor. Hatta metro istasyonlarına bile saldırıp sefalet içinde yaşayan halka birbirlerinden başka savaşacak başka bir düşman veriyorlar. Tabii asil kardeşlerimiz Rus halkının yaratıklarla bir işi yok, zaten kendileriyle savaşmakla meşguller, Lenin'in de dediği gibi, "Bir Rus'a ekmek ya da özgürlüğü seçebileceğini söylesen, ekmeği seçer


Bu kafa yapısıyla yönetilen metro halkı bloklaşma ve radikal komünist-faşist bir tavırla kendi kendilerini yavaş yavaş yok ediyor. Üçüncü kişi açısından anlatılmasına karşın monologa gerek kalmadan anlatılabilmiş Artyom'un hissettikleri. Ki bu üçüncü kişi açısından anlatılan hikayelerde başarılması oldukça zor bir şeydir.


Kitapta saçma fantastik öğeler ve tempoyu korumak için gerilim, polisiye kısımları konulmuş. Konulmuş, konulmuş da bu temposuzluğu kurtaramamış. Kitap serisinin bazı kısımlarında heyecanlanıp kendinizi ana karakterin yerine koyarken bazı kısımlarında "Neden bu bilgiyi öğrendim? Hikaye mi dinlemeye geldik yoksa istasyon betimlemeye mi?" Diye sorular sorarken bulabilirsiniz kendinizi. Yazarın ilk romanı olduğundan affedilmeyecek bir şey değil tabii.


Serinin İyi Yanları


Metro serisinin en büyük artısı insanlığı ve insan içgüdüsünü, siyaseti, bloklaşmaları, en genel tabiriyle hayatı metro gibi klostrofobik bir yere sığdırmış olması. Öyle ki olayın geçtiği metro buram buram yaşanmışlık kokuyor. Arada sırada yamulan diyaloglar haricinde yaşayan bir evreni hissediyorsunuz.


Olayların geçtiği Moskova metrosu büyük ve çoğu zaman karakterlerin hangi istasyonda olduğunu anlamak için kitapların girişinde bulunan haritadan yararlanmanız gerekiyor. Bu da halihazırda olmayan tempoyu daha da yavaşlatıyor. Kitaptaki ters köşeler yeterli ancak şaşırtıcı değil, serinin sonu ucu açık bitiyor. Yazar buradan taraf tutmadığını söylemeye çalışsa da başından beri tuttuğu tarafın kitaplarda anlatılan "kötüler" olduğu aşikar. 


Lenin, Troçki kafasıyla ele alınmış ve metroda kapana kısılmış Rus halkını gazeteci Glukhovsky'den dinlemek isteyenler okuyabilir. Bu kitapları okumak algınız açık olduğu sürece size bir şey katacaktır. Katmasa dahi, Rus halkının nasıl bir millet olduğunu görürsünüz.


Metro Kitap Serisi Okuma Sırası ve Öneriler


Metro Kitap serisinin okuma sırası, Metro 2033, Metro 2034, Metro 2035 şeklinde. 2. kitap olan Metro 2034, serinin ilk ve son kitabından daha kısa anlattığı hikaye açısından bir yan görev. İkinci kitap hikaye namına pek bir şey katmasa da üçüncü kitapta ana karakterin yaşayacağı olaylara bir zemin hazırlıyor. Seriyi Metro 2034'ü okumadan anlamak da mümkün. Metro 2034'ü okumamanın size kaybettireceği tek şey ikinci kitapla gelen bazı yeni karakterlerin kişiliklerini bilmemek olacaktır.

306 görüntüleme0 yorum

İlgili Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page