Henry ve June

Beni uzun süre oyalayan nadir kitaplardandı Henry ve June. Yaklaşık 20 günde bitti. Bir günce çünkü. Roman kadar akıcı olmasa da, edebi açıdan oldukça doyurucu bir kitaptı.

Henry Miller, karısı June, Anais Nin ve kocası Hugo arasındaki karmaşık ilişkiyi anlatan 1931 yılının sonlarında başlayıp, 1932 yılının sonuna kadar Anais Nin’in orijinal ve sansürsüz güncelerinden oluşan, "Henry ile June" ilk kez 1986'da yayımlanmış.

Anais Nin’in içindeki cinsel uyanışına dair bir anlatı olan kitapta Anais Nin, Henry Miller ile tutkulu bir aşk yaşarken, bu aşkın onu tıkadığı noktada psikanalist Allendy ile seanslara başlıyor. Allendy ona iç dünyasında, hala o küçük kız olduğunu ve babasının açtığı yaraların ve babaya olan özlemin izlerini taşıdığını söylüyor.

Klasik ama her zaman olduğu gibi, çocukluğumuz geleceğimizi çiziyor. Yani şu meşhur Türk psikiyatristin de her fırsatta söylediği gibi “Kader Motifi” işliyor. Anais Nin için de bu böyle. Tüm hayatı boyunca yarattığı o işveli flörtöz kadın, aslında tam da babasının hoşlandığı kadın tipi. Babasının annesini beğenmemesi ve kızına duymadığı ilgi Anais Nin’i derinden etkiliyor ve tüm hayatı boyunca babasının ilgisini çekmek için bilinçaltında şimdiki Anais’i yaratıyor.

Ben okuduğum satırlarda, dürüst ve yalın bir kendini ifade ediş gördüm. Bu da kitabı çarpıcı kılıyor benim için.

Yazarın Türkçe’ye çevirilen diğer eserleri

· Venüs Üçgeni

· Ateş Merdivenleri, İçsel Kentler 1

· Albatrosun Çocukları, İçsel Kentler 2

· Dört Odalı Kalp, İçsel Kentler 3

· Aşka Evinde Casus, İçsel Kentler 4

· Maskeli ve Çıplak Elizabeth Barille

· Elena Lawrence'ın Batık Kadını

· Henry ve June, (Günce) 1931-1932

· Yeni Duyarlılık, Kadına ev Erkeğe Dair

İçsel Kentler serisi yazarın elimdeki diğer kitapları olmakla birlikte kütüphanemde okunmayı bekleyen onlarca kitabın arasında sıralarını bekliyorlar.

Peki ben neden mi Henry ve June ile başladım? Çünkü yazarların iç dünyasını onların romanlarını okumadan önce incelemek hoşuma gidiyor. Henry ve June'u okuyacağım ilk Anais Nin kitabı olarak seçmemin nedeni onun bir günce olmasıydı. Çok da iyi bir karar almışım. İçsel Kentler serisini okurken Anais’in gözünden görebilme imkanı sağladı bana Henry ve June. Bu iyi mi yoksa kötü mü bilmiyorum. Yani bir romanı okurken yazarın iç dünyasına dair ne varsa en mahremine kadar bilmek. Diğer kitapları okuduğumda anlayacağız.

Son olarak, 1990 yılında beyaz perdeye uyarlanan filmini izlemek Anais Nin hakkında daha çok fikir sahibi olmama vesile oldu. Anais Nin’i tanımak için kitabı okumaya vakit bulamayacaklara güzel bir alternatif olabilir bu film.