Merhaba arkadaşlar bugün Güney Kore sinemasından Park Chan-Wook adlı yönetmenin İntikam Üçlemesi ismi verilen üç filminden bahsedeceğim. Bu üç film intikam konusu altında birleşiyor fakat birbirleriyle hikâye olarak çok bağlantılı değil yani istediğinizi, istediğiniz sıraya göre izleyebilirsiniz.
Filmler içerisinde son derece sürpriz olaylar ve şaşkınlıkla izleyeceğiniz sahneler barındırıyor fakat işkence, şiddet, kan sahnelerini çok fazla içerdiği için hassas kişiler için önereceğim yapımlar değil. Haydi, ilk filmden başlayalım.
1)Sympathy For Mr. Vengeance – Haklı İntikam (2002)
Üçlemenin ilk filmi Sympathy For Mr. Vengeance-Haklı İntikam’da isminden de anlaşılabileceği gibi bizi bir intikam döngüsü karşılıyor. Filmde karar verme bize bırakılmış yani kimin haklı kimin haksız olduğu kişiye göre değişen bir senaryosu var ve filmin en sevdiğim yanı da bu oldu. Ayrıca filmde toplumsal çatışmalar ve o günün şartlarında Kore’deki yaşam standartları da çok güzel yansıtılmış.
Filmin konusuna gelince; sağır ve dilsiz olan Ryu, ablasının böbrek nakli olması için uygun donör ve yeterli para bulmaya çalışmaktadır. Donör bulmak için son çare olarak kendisini mafya ile pazarlık yaparken bulur fakat bundan sonra işler sarpa sarar çok daha kötü olaylar olur. Bu kadar olumsuzluklar üzerine işinden de kovulan Ryu, böbrek nakli parası için kız arkadaşıyla birlikte zengin bir iş adamının küçük kızını kaçırırlar. İyi niyetle başlayan bu olay hiç istemedikleri yöne gider ve bundan sonra karşılıklı intikam döngüsü başlar.
2) Oldboy – İhtiyar Delikanlı (2003)
Serinin ikinci filmi Oldboy-İhtiyar Delikanlı, üçlemenin en çok bilinen ve üzerine ne desek az kalır diyeceğimiz, sinema tarihinin belki de en iyi filmleri arasına girebilecek bir yapım. Oldboy, izledikten sonra sizi o kadar çarpacak, o kadar etkileyecek bir film ki, etkisinden çıkmanız biraz süre alacak. Senaryosu, kurgusu, oyunculukları ve çekim teknikleriyle efsane diyebileceğimiz bir film. Film toplumsal olarak yargılanan olaylar üzerinden ilerlediği ve çok sürpriz bir finale de sahip olduğu için insanları bu kadar etkilemesi kaçınılmaz. Filmin sonu dikkatli izledikten sonra tahmin edilebilir mi edilemez mi kişiye göre değişir, fakat özellikle serinin bu filmini hassas kişiler için kesinlikle önermiyorum.
Filmin konusuna gelince; bir gün hiç beklenmedik şekilde kaçırılan, 15 yıl boyunca bir odada tutulan Dae-su Oh’un intikam hikâyesini anlatmaktadır. Serbest bırakıldıktan sonra kafasındaki bulmacaları çözmek ve bu olayın intikamını almak için araştırmalara başlar. Filmin ilgi çekici bir yanı ise belki de sinema tarihinin en iyi dövüş sahnesini barındırmasıdır. Dae-su Oh’un elinde çekiç ile hapishaneye gidip yaklaşık 15 kişiyi tek başına alt ettiği sahne sinema tarihinde en uzun tek çekim dövüş sahneleri arasında yer alıyor.
En sonunda final sahnesine geldiğimizde kaçırma olayının neden olduğunu, kimin yaptığını ve olayların arka planını öğreniyoruz. Çok sert bir gerçekliğe sahip olan final sahnesi dediğim gibi çok büyük etkiler bırakıyor ve film bittikten sonra etrafa boş boş baktırıyor.
3) Sympathy For Lady Vengeance – İntikam Meleği (2005)
Serinin üçüncü ve son filmi Sympathy For Lady Vengeance – İntikam Meleği’nde, diğer filmlerden farklı olarak kadın başrol karakteri yer alıyor ve intikam döngüsü değil de tek bir intikam üzerinde olay dönüyor. Tek bir intikam planının detaylıca, uzun uğraşlar sonucu nasıl hazırlandığı çok güzel gösterilmiş ayrıca intikam kelimesinin yanında masumiyet kavramı da ön plana çıkıyor ve karakterin kendisini sorgulamasına yol açıyor.
Filmin konusuna gelince; Lee Geum Ja işlemediği bir suç yüzünden 13 yıl boyunca hapis yatar ve bu süre boyunca kendisini bu duruma sokan kişi için intikam planları yapar. Hapisten çıktıktan sonra planını devreye sokan Lee Geum Ja kendi masumiyetine artık güvenemez ve çevresinde masum olduğuna inanılan ve güvenilen bu kişinin “Gerçekten, benim içimde bir meleğin olduğunu mu düşünüyorsun? Eğer öyleyse, bu melek ben böylesine korkunç suçlar işlerken neredeydi?” sözleriyle kendi içinde çatıştığına şahitlik ediyoruz.
İntikamı için bu kadar plan yaptığı kişinin ve onun kurbanlarının yakınlarıyla karşılaştığı sahne çok iç yakıcı bir dram içeriyor. Burada devreye adaletin sorgulanması da giriyor ve acaba bu kişiye cezayı kendileri mi verecek, yoksa adalete teslim mi edecekler?
Comments